Giriş yap
Similar topics
En son konular
'İki dilli hayat'
1 sayfadaki 1 sayfası
'İki dilli hayat'
'İki dilli hayat'
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ana dil konusunda artık devletin yasal ve anayasal düzenlemelerini beklemeyeceklerini söyledi. Demirtaş, “Yaşamın tüm alanlarında özellikle bu bölgede 2 dilli hayat olacaktır. Bölgenin tamamı 2 dilli olacak. Türkçe Kürtçe, Türkçe-Süryanice, Türkçe-Arapça, o bölgede hangi diller varsa biz o dilleri yaşatmak için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kentin giriş ve çıkışlarına 2 dilli tabela koyacaklarını belirterek, “Gelen konukları 2 dille karşılayacağız” dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcısı Meral Danış Beştaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Osman Baydemir ve ilçe belediye başkanlarıyla İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında İHD Diyarbakır şubesini ziyaret etti. Demirtaş, kendisinin ve Baydemir’in daha önce İHD’de yöneticilik ve şube başkanlığı yaptığını belirterek, “Bu halkın nasıl bir trajedi yaşadığının en yakın tanıkları insan hakları savunucularıdır. Geçmişte yaşananlar not edilmeseydi, belgelenmeseydi belki bunlar yaşanılmamış gibi davranılacaktı. Başbakan, bugün faili meçhul cinayetler ve köy boşaltmalarını anlatabiliyorsa bu o günlerin belgelenmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Arkadaşlarımızın yaptığı son derece onurlu va tarihi bir iştir. Türkiye, bir nebze de olsa da insan hakları alanında ilerleme kat edilmişse insan hakları savunucularının rolü vardır” dedi.
GEÇMİŞLE YÜZLEŞME ÖZÜR DİLEME İLE BAŞLANABİLİR
Geçmişte yaşananların belgelenmesi ile Türkiye’nin bugün geçmişi ile yüzleşebileceğini söyleyen Demirtaş, “Yaşananlardan devletin payı çok büyüktür. Buradan hükümete çağrıda bulunuyoruz. Geçmiş ile yüzleşme konusunda samimiyseniz, son birkaç gün içinde yaptığınız konuşmalarda ‘acıları anlıyoruz’, ‘anaların acılarını anlıyoruz’ diye samimiyseniz yakın geçmişte bir özür ile başlayabilirsiniz. Belki yaşananlar AKP döneminde yaşanmadı ama devlette süreklilik esastır. Belki boşaltılan 3 bin köy, 17 bin faili meçhul cinayetten devlet adına Başbakan çıkıp özür dilemelidir. Geçmişle yüzleşme bu şekilde başlar ancak” dedi.
ARINÇ, KIYAMETİN KOPMAYACAĞINI GÖSTERDİ
Demirtaş, anadil meselesinin uzun süredir Türkiye’nin gündeminde olduğunu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Meclis’te yaptığı konuşmada Kürtçe bir cümle de kullandığını belirterek, şöyle dedi:
“Ne iyi de etti. Meclis’te bakanların da Kürtçe konuşabileceği ve kıyametin kopmayacağını göstermesi açısından olumlu olarak değerlendirilebilir. Fakat konuşmasının tamamı çelişkilerle doludur. Sayın bakanın kendisi Emine Ayna’nın Kürtçe bilmemesi üzerinden politika yapmaya çalışıyor. Ben çok açık söylüyorum bu sayın Ayna’nın değil, kendisinin ve kendisinin temsil ettiği zihniyetin utancıdır. Bir Kürt’ün Türkiye’de Kürtçe konuşamaması o Kürt’ün suçu değildir. 80 yıldır o Kürt’ü asimile etmeye çalışan ve asimile eden sistemin kendi suçu ve utancıdır.”
ARINÇ ÖZÜR DİLEMELİ
Demirtaş, Bülent Arınç’ın genel kurulda BDP’liler ve Kürtler Kürtçe bilmiyor diye eleştireceğine bunun için özür dilemesi gerektiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Kendisi Bakandır ve devleti temsil etmektedir. Kendi ülkesinde asimilasyon politikası uygulandığı için özür dilemelidir. Ama bunu yapmak yerine Emine hanım çok iyi Türkçe konuşuyormuş, Kürtçe bilmiyormuş, bunu da bir eleştiri konusuymuş gibi vermeye çalışıyor. Emine hanım çok iyi Türkçe konuşabiliyorsa bu Emine hanımın gururudur. Kendisi de bu ülkede bu ülkenin bakanı olarak ve 20 milyon Kürt’ün yaşadığı bir ülkede sadece bir kelime Kürtçe biliyorsa bu da onun utancıdır. Emine hanımın Türkçe bildiği kadar kendisinin de Kürtçe biliyor olması lazımdı. Bir dili yok saymak utanç verici ise kendisi de bu utanca ortak olmamalıdır. Ona düşen şey çıkıp özür dilemektir. Sayın Bülent Arınç samimiyse asimilasyona karşı da gerçekten duyarlı bir duruş ortaya koymak istiyorsa 80 yıllık asimilasyon politikalar nedeniyle özür dilemeye davet ediyoruz. Eğer bunu yaparsa gerçekten Türkiye’de önemli bir adım çok önemli bir iş yapmış olacaktır. Eğer bundan sonra da Kürt çocuklarının anadillerini unutmalarından rahatsızlık duyacaksa anadilde eğitime destek vermesi bekliyoruz. Bu samimiyetin ölçüsüdür. Bu ülkede Türkçe için olimpiyatlar yapılacak, ama Kürtçe sadece bir davetiyeye yazıldı diye Büyükşehir Belediye Başkanı mahkeme ile belediye arasında mekik dokuyacak. Böyle bir aldatmaca olabilir mi? Türkçe için bütün çalışmalar yapılacak ama bu ülkenin asli unsurudur dediğimiz Kürt halkına bir davetiye çok görülecek. TRT 6 ile yetinin denilecek. Kürtçeyi Meclis’te ve okulda konuşmayın sokakta ve evinizde konuşun denilecek. Bu utanca imza atanları kınıyorum.”
BDP'LİLERİN BİR KISMI KÜRTÇE BİLMİYORSA BU DEVLETİN UTANCIDIR
Demirtaş, bugün BDP milletvekillerinin bir kısmı Kürtçe konuşamıyorsa, kendi anadillerini iyi konuşamıyorsa, bunun devletin utancı olduğunu ileri sürdü. Demirtaş, “Bu utançtan kurtulmak için önlerinde bir fırsat vardır. Anadilde eğitimin önünü açarlar. Eğer Arınç, kendi anadilinde eğitim almasaydı sadece anasından öğrendiği 300 kelime ile yetinseydi, bugün Meclis kürsüsünde konuşurken bugün 4 yaşındaki bir çocuk gibi konuşabilirdi. Bu kandırmayacaya son verelim. Bu ülkede 20 milyon Kürt yaşıyor. Kendi anavatanlarıdır. Anadilde eğitimde olacaktır. Dilin gelişebilmesi için olmak zorundadır. Bu dili korumak için yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine, partili yetkililerimize anne ve babalara herkese teşekkür ediyorum” dedi.
İKİ DİLLİ HAYAT OLACAK
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bundan sonra esnafın alışveriş dili olarak anadilini kullanacağını, ticarethane isimlerinin anadillerinde koymaları gerektiğini öne sürdü. Demirtaş, şöyle dedi:
“Ticari markalar anadilde olmalı, menülere kadar 2 dilli olmalıdır. Tabelalar 2 dilli olmalıdır. Bunun önünde hiçbir yasal engel yoktur. Bunun için artık devletin yasal ve anayasal düzenleme yapmasını beklemeyeceğiz. Çünkü yaptıklarımızı hepsi meşrudur, haktır, hukuka da uygundur. İki dilli tabelalarımız olacak. Köy ve mezraların isimleri de iade edilsin diye arkadaşlarımız hazırlıklarını sürdürüyor. Yaşamın tüm alanlarında özellikle bu bölgede 2 dilli hayat olacaktır. Sayın Arınç, eğer samimiyse bu kampanyaya destek vermeli ve ben de Kürtçe kursuna gideceğim diye ilan etmelidir. Büyükşehir Belediyesi şu ana kadar 97 köyün eski adını iade etmiş durumda. Fakat bu konuda valilikle itirazlar gerçekleştiriyor. Bölgenin tamamı 2 dilli olacak. Türkçe Kürtçe, Türkçe-Süryanice, Türkçe-Arapça, o bölgede hangi diller varsa biz o dilleri yaşatmak için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz. Bu en doğal ve meşru haktır. Şehrin girişinde niye 2 dilli hoşgeldiniz diye karşılamalar olmasın? O kentte ilçeye giden kişi bilmelidir ki o yerlerde başka diller ve kültürler yaşıyor diye bilmeli. Yaşamın her alanında herkes hissetmeli. Bunu engelleyen devlettir toplum değil.”
BAYDEMİR: KÜRTÇE KARŞILAMA TABELALARI ASACAĞIZ
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, gazetecilerin yerleşim birimlerini gösteren levhalarda iki dilin kullanılması konusundaki soruya, “Belediye meclisimizden aldığımız bir karar ile 97 yerleşim birimlerinde 2 dille tabela konulması kararı alındı. Valilik bunu veto etti. Mahkeme de yürütmeyi durdurma kararı alındı. Şu anda 97 yerleşim biriminde 2 dille tabelalar var. Bu birlikte kullanma fiili bir durumdur. Günün ihtiyacı bunu gerekli kılıyor. Şu ana kadar tabelalar kaldırılmadı. Umut ederim kaldırılmaz. Kentin bütün giriş ve çıkışlarında gelen bütün konuklarımızı 2 dille karşılayacağız. Tabelaları büyük memnuniyet ile asacağız” karşılığını verdi.
DTK Genel Başkan Yardımcısı Tuğluk, Bingöl’de konuştu: 'Ya demokratik direniş, ya mücadele’
DEMOKRATİK Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Kürtlerin artık sömürülmek istemediğini belirterek, “Ya demokratik direniş, ya mücadele ikilemiyle karşı karşıyayız. Üçüncü bir yol yok” dedi.
Demokratik Özerkliği anlatmak için Bingöl’e gelen DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ve kongre üyesi yazar Altan Tan, kent girişinde yaklaşık bin kişi tarafından karşılandı. Tuğluk ve Tan ile beraberindekiler daha sonra BDP il binasına geçti. Burada bekleyen kalabalığa konuşan Tuğluk, bugünlere kolay gelinmediğini kaydederek şunları anlattı:
“Bu mücadele kolay bugünlere gelmedi, arkasında büyük emekler, büyük acılar var. Geride bıraktığımız büyük acılar var, büyük bedeller var. Bazıları diyor ki, “Kürtler ne istiyor?’ Kürtler artık sömürülmek istemiyor. Kürtler, başkalarının egemenliği altında yaşamak istemiyor. Kürtler, tüm halklar gibi varlığına saygı gösterilmesini istiyor. Tüm halklar gibi Kürt halkının da varlığı tanınırsa, kimliği tanınırsa, özgürlük alanları açılırsa, neden çatışmalar yaşansın. Söylemek durumundayız, söyleyemeden geçemeyeceğiz. Bu barış sürecinin, bu çatşmasızlık sürecinin gelişmesi için büyük çaba sarf eden sayın Öcalan'ı burada ifade etmek gerekiyor. Ya demokratik direniş, ya mücadele ikilemiyle karşı karşıyayız. Üçüncü bir yol yok. O nedenle diyoruz ki gelin sayın Öcalan'ın da önünü açtığı, çabasını sarf ettiği bu barış sürecini, bu çözüm sürecini heba etmeyelim.”
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, ana dil konusunda artık devletin yasal ve anayasal düzenlemelerini beklemeyeceklerini söyledi. Demirtaş, “Yaşamın tüm alanlarında özellikle bu bölgede 2 dilli hayat olacaktır. Bölgenin tamamı 2 dilli olacak. Türkçe Kürtçe, Türkçe-Süryanice, Türkçe-Arapça, o bölgede hangi diller varsa biz o dilleri yaşatmak için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz” dedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, kentin giriş ve çıkışlarına 2 dilli tabela koyacaklarını belirterek, “Gelen konukları 2 dille karşılayacağız” dedi.
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, yardımcısı Meral Danış Beştaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Başkanı Osman Baydemir ve ilçe belediye başkanlarıyla İnsan Hakları Haftası etkinlikleri kapsamında İHD Diyarbakır şubesini ziyaret etti. Demirtaş, kendisinin ve Baydemir’in daha önce İHD’de yöneticilik ve şube başkanlığı yaptığını belirterek, “Bu halkın nasıl bir trajedi yaşadığının en yakın tanıkları insan hakları savunucularıdır. Geçmişte yaşananlar not edilmeseydi, belgelenmeseydi belki bunlar yaşanılmamış gibi davranılacaktı. Başbakan, bugün faili meçhul cinayetler ve köy boşaltmalarını anlatabiliyorsa bu o günlerin belgelenmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Arkadaşlarımızın yaptığı son derece onurlu va tarihi bir iştir. Türkiye, bir nebze de olsa da insan hakları alanında ilerleme kat edilmişse insan hakları savunucularının rolü vardır” dedi.
GEÇMİŞLE YÜZLEŞME ÖZÜR DİLEME İLE BAŞLANABİLİR
Geçmişte yaşananların belgelenmesi ile Türkiye’nin bugün geçmişi ile yüzleşebileceğini söyleyen Demirtaş, “Yaşananlardan devletin payı çok büyüktür. Buradan hükümete çağrıda bulunuyoruz. Geçmiş ile yüzleşme konusunda samimiyseniz, son birkaç gün içinde yaptığınız konuşmalarda ‘acıları anlıyoruz’, ‘anaların acılarını anlıyoruz’ diye samimiyseniz yakın geçmişte bir özür ile başlayabilirsiniz. Belki yaşananlar AKP döneminde yaşanmadı ama devlette süreklilik esastır. Belki boşaltılan 3 bin köy, 17 bin faili meçhul cinayetten devlet adına Başbakan çıkıp özür dilemelidir. Geçmişle yüzleşme bu şekilde başlar ancak” dedi.
ARINÇ, KIYAMETİN KOPMAYACAĞINI GÖSTERDİ
Demirtaş, anadil meselesinin uzun süredir Türkiye’nin gündeminde olduğunu, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Meclis’te yaptığı konuşmada Kürtçe bir cümle de kullandığını belirterek, şöyle dedi:
“Ne iyi de etti. Meclis’te bakanların da Kürtçe konuşabileceği ve kıyametin kopmayacağını göstermesi açısından olumlu olarak değerlendirilebilir. Fakat konuşmasının tamamı çelişkilerle doludur. Sayın bakanın kendisi Emine Ayna’nın Kürtçe bilmemesi üzerinden politika yapmaya çalışıyor. Ben çok açık söylüyorum bu sayın Ayna’nın değil, kendisinin ve kendisinin temsil ettiği zihniyetin utancıdır. Bir Kürt’ün Türkiye’de Kürtçe konuşamaması o Kürt’ün suçu değildir. 80 yıldır o Kürt’ü asimile etmeye çalışan ve asimile eden sistemin kendi suçu ve utancıdır.”
ARINÇ ÖZÜR DİLEMELİ
Demirtaş, Bülent Arınç’ın genel kurulda BDP’liler ve Kürtler Kürtçe bilmiyor diye eleştireceğine bunun için özür dilemesi gerektiğini kaydederek, şunları söyledi:
“Kendisi Bakandır ve devleti temsil etmektedir. Kendi ülkesinde asimilasyon politikası uygulandığı için özür dilemelidir. Ama bunu yapmak yerine Emine hanım çok iyi Türkçe konuşuyormuş, Kürtçe bilmiyormuş, bunu da bir eleştiri konusuymuş gibi vermeye çalışıyor. Emine hanım çok iyi Türkçe konuşabiliyorsa bu Emine hanımın gururudur. Kendisi de bu ülkede bu ülkenin bakanı olarak ve 20 milyon Kürt’ün yaşadığı bir ülkede sadece bir kelime Kürtçe biliyorsa bu da onun utancıdır. Emine hanımın Türkçe bildiği kadar kendisinin de Kürtçe biliyor olması lazımdı. Bir dili yok saymak utanç verici ise kendisi de bu utanca ortak olmamalıdır. Ona düşen şey çıkıp özür dilemektir. Sayın Bülent Arınç samimiyse asimilasyona karşı da gerçekten duyarlı bir duruş ortaya koymak istiyorsa 80 yıllık asimilasyon politikalar nedeniyle özür dilemeye davet ediyoruz. Eğer bunu yaparsa gerçekten Türkiye’de önemli bir adım çok önemli bir iş yapmış olacaktır. Eğer bundan sonra da Kürt çocuklarının anadillerini unutmalarından rahatsızlık duyacaksa anadilde eğitime destek vermesi bekliyoruz. Bu samimiyetin ölçüsüdür. Bu ülkede Türkçe için olimpiyatlar yapılacak, ama Kürtçe sadece bir davetiyeye yazıldı diye Büyükşehir Belediye Başkanı mahkeme ile belediye arasında mekik dokuyacak. Böyle bir aldatmaca olabilir mi? Türkçe için bütün çalışmalar yapılacak ama bu ülkenin asli unsurudur dediğimiz Kürt halkına bir davetiye çok görülecek. TRT 6 ile yetinin denilecek. Kürtçeyi Meclis’te ve okulda konuşmayın sokakta ve evinizde konuşun denilecek. Bu utanca imza atanları kınıyorum.”
BDP'LİLERİN BİR KISMI KÜRTÇE BİLMİYORSA BU DEVLETİN UTANCIDIR
Demirtaş, bugün BDP milletvekillerinin bir kısmı Kürtçe konuşamıyorsa, kendi anadillerini iyi konuşamıyorsa, bunun devletin utancı olduğunu ileri sürdü. Demirtaş, “Bu utançtan kurtulmak için önlerinde bir fırsat vardır. Anadilde eğitimin önünü açarlar. Eğer Arınç, kendi anadilinde eğitim almasaydı sadece anasından öğrendiği 300 kelime ile yetinseydi, bugün Meclis kürsüsünde konuşurken bugün 4 yaşındaki bir çocuk gibi konuşabilirdi. Bu kandırmayacaya son verelim. Bu ülkede 20 milyon Kürt yaşıyor. Kendi anavatanlarıdır. Anadilde eğitimde olacaktır. Dilin gelişebilmesi için olmak zorundadır. Bu dili korumak için yerel yönetimlere, sivil toplum örgütlerine, partili yetkililerimize anne ve babalara herkese teşekkür ediyorum” dedi.
İKİ DİLLİ HAYAT OLACAK
BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, bundan sonra esnafın alışveriş dili olarak anadilini kullanacağını, ticarethane isimlerinin anadillerinde koymaları gerektiğini öne sürdü. Demirtaş, şöyle dedi:
“Ticari markalar anadilde olmalı, menülere kadar 2 dilli olmalıdır. Tabelalar 2 dilli olmalıdır. Bunun önünde hiçbir yasal engel yoktur. Bunun için artık devletin yasal ve anayasal düzenleme yapmasını beklemeyeceğiz. Çünkü yaptıklarımızı hepsi meşrudur, haktır, hukuka da uygundur. İki dilli tabelalarımız olacak. Köy ve mezraların isimleri de iade edilsin diye arkadaşlarımız hazırlıklarını sürdürüyor. Yaşamın tüm alanlarında özellikle bu bölgede 2 dilli hayat olacaktır. Sayın Arınç, eğer samimiyse bu kampanyaya destek vermeli ve ben de Kürtçe kursuna gideceğim diye ilan etmelidir. Büyükşehir Belediyesi şu ana kadar 97 köyün eski adını iade etmiş durumda. Fakat bu konuda valilikle itirazlar gerçekleştiriyor. Bölgenin tamamı 2 dilli olacak. Türkçe Kürtçe, Türkçe-Süryanice, Türkçe-Arapça, o bölgede hangi diller varsa biz o dilleri yaşatmak için elimizden gelen bütün gayreti göstereceğiz. Bu en doğal ve meşru haktır. Şehrin girişinde niye 2 dilli hoşgeldiniz diye karşılamalar olmasın? O kentte ilçeye giden kişi bilmelidir ki o yerlerde başka diller ve kültürler yaşıyor diye bilmeli. Yaşamın her alanında herkes hissetmeli. Bunu engelleyen devlettir toplum değil.”
BAYDEMİR: KÜRTÇE KARŞILAMA TABELALARI ASACAĞIZ
Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, gazetecilerin yerleşim birimlerini gösteren levhalarda iki dilin kullanılması konusundaki soruya, “Belediye meclisimizden aldığımız bir karar ile 97 yerleşim birimlerinde 2 dille tabela konulması kararı alındı. Valilik bunu veto etti. Mahkeme de yürütmeyi durdurma kararı alındı. Şu anda 97 yerleşim biriminde 2 dille tabelalar var. Bu birlikte kullanma fiili bir durumdur. Günün ihtiyacı bunu gerekli kılıyor. Şu ana kadar tabelalar kaldırılmadı. Umut ederim kaldırılmaz. Kentin bütün giriş ve çıkışlarında gelen bütün konuklarımızı 2 dille karşılayacağız. Tabelaları büyük memnuniyet ile asacağız” karşılığını verdi.
DTK Genel Başkan Yardımcısı Tuğluk, Bingöl’de konuştu: 'Ya demokratik direniş, ya mücadele’
DEMOKRATİK Toplum Kongresi (DTK) Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, Kürtlerin artık sömürülmek istemediğini belirterek, “Ya demokratik direniş, ya mücadele ikilemiyle karşı karşıyayız. Üçüncü bir yol yok” dedi.
Demokratik Özerkliği anlatmak için Bingöl’e gelen DTK Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk ve kongre üyesi yazar Altan Tan, kent girişinde yaklaşık bin kişi tarafından karşılandı. Tuğluk ve Tan ile beraberindekiler daha sonra BDP il binasına geçti. Burada bekleyen kalabalığa konuşan Tuğluk, bugünlere kolay gelinmediğini kaydederek şunları anlattı:
“Bu mücadele kolay bugünlere gelmedi, arkasında büyük emekler, büyük acılar var. Geride bıraktığımız büyük acılar var, büyük bedeller var. Bazıları diyor ki, “Kürtler ne istiyor?’ Kürtler artık sömürülmek istemiyor. Kürtler, başkalarının egemenliği altında yaşamak istemiyor. Kürtler, tüm halklar gibi varlığına saygı gösterilmesini istiyor. Tüm halklar gibi Kürt halkının da varlığı tanınırsa, kimliği tanınırsa, özgürlük alanları açılırsa, neden çatışmalar yaşansın. Söylemek durumundayız, söyleyemeden geçemeyeceğiz. Bu barış sürecinin, bu çatşmasızlık sürecinin gelişmesi için büyük çaba sarf eden sayın Öcalan'ı burada ifade etmek gerekiyor. Ya demokratik direniş, ya mücadele ikilemiyle karşı karşıyayız. Üçüncü bir yol yok. O nedenle diyoruz ki gelin sayın Öcalan'ın da önünü açtığı, çabasını sarf ettiği bu barış sürecini, bu çözüm sürecini heba etmeyelim.”
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Salı 17 Ocak 2017, 22:04 tarafından yildo
» Papanın Maksadı
Perş. 04 Ara. 2014, 14:29 tarafından MUHTESEM
» 26 Eylül Dil Bayramı Kutlu Olsun
Cuma 26 Eyl. 2014, 11:58 tarafından MUHTESEM
» İşte İhsanoğlu'nun Seçim Logosu
Perş. 10 Tem. 2014, 10:06 tarafından MUHTESEM
» Jandarma Teşkilatının Kuruluş Yıldönümü
C.tesi 14 Haz. 2014, 12:00 tarafından MUHTESEM
» 54 kentte kış lastiği takmayana ceza kesilecek
Salı 17 Ara. 2013, 14:05 tarafından MUHTESEM
» Diyarbakır'da Türkçe Tabelalar Kaldırılıyor
Perş. 14 Kas. 2013, 13:07 tarafından MUHTESEM
» Subay ve Astsubaylar arasında istifalar arttı
Salı 05 Kas. 2013, 17:16 tarafından MUHTESEM
» Bôyle Baba olmaz Olsunn
Çarş. 09 Ekim 2013, 19:05 tarafından ValiBey